Toplumları yarına taşıyacak, kalıcı kılacak değerlerin başında kültür gelmektedir. Bir kültürü kültür yapan en belirleyici özelliklerden biriyse o toplumun folklor değerleridir. Mutfağından, günlük davranışına, giyiminden müziğine, halk oyunlarından, fıkralarından, eğlencelerinden edebiyatına dek birçok unsuru içinde taşıyan folklorik değerler bir toplumu ötekilerden ayıran ya da benzeştiren ögelerdir. Bunları tanımak, kendini tanımakla eş değer sayılır.
Bu ayrıntılar üzerine yeterince veri, yazı vs. bulmak mümkün. Ancak burada biraz daha özelleştirerek gündeme getireceğim konu halk edebiyatı ve müziğidir.
Tarihi, insanın varlığıyla aynı başlangıca götürülebilecek halk edebiyatı ve müziğini daha çok aşıklık geleneği özelinde incelemeyi amaçlamaktadır bu çalışma.
Dünyanın birçok toplumu ve bölgesinde benzer unsurlar yaklaşık benzer boyutlarda izlenebilse de, Doğu toplumlarında, özellikle de Kafkas ve Ortadoğu toplumlarında, (biraz da kapitalizmin gelişkinliğiyle doğru orantılı ve) daha yaygın olarak gündeme gelen aşıklık geleneği, bu toplumların yaşamlarında ve kültürel varlıklarında önemli bir yer tutmaktadır.
Özellikle Türkçe konuşan (Orta Asya’dan başlayarak Anadolu Türkçesine dek tüm) toplulukların ortak iletişim ve duygu paylaşım biçimlerinden biri olan şiir ve müzik çağın gelişmeliyle orantılı -bazen de olumsuz- olarak değişmekte ve başkalaşmaktadır. Bu başkalaşma yeni çevrelerin, yeni kuşakların ilgisini çekebildiği gibi, tersi bir durumda giderek belli bir kesim içine sıkışıp kalması da söz konusu olabilmektedir.
Bu nedenle, aynı kültürün ve geleneğin paylaşılmasından dolayı Kafkasya’dan Balkanlara dek uzanması söz konusu olabilecektir.
İşte tam bu bağlamda, daha çok folklor araştırmacılarına düşen de bu konuyu gündeme getirip, değerlerin yaşatılması ve yarına taşınması olmalıdır. Bu değerler yaşanan dönenim ihtiyaçlarına ve koşullarını zorlama, onlarla sürekli çelişki yaratma boyutunda değil, gerektiğinde bunu da göze alabilen bir sistem içinde incelenmelidir. Böylelikle yeninin kesinlikle iyi, eskininse kesinlikle kötü olduğu gibi bir ikilemden kurtularak her durumu kendi özelinde değerlendirmek ve sağlıklı bir biçimde yarına taşımak mümkün olabilir.
Aşıklık geleneği açısından tam bir geçiş noktası durumunda olan Kuzeydoğu Anadolu aşıklarından başlayarak bir platform oluşturmak, dahası bu konuda bir kıvılcım olmak istedim. Zaten daha ilk günlerden her bölgeye taşar oldu.
Onun için bu duyguya yakın herkesin mutlaka bir düzeyde paylaşacağı, katkı sağlayacağı şey bulduğundan hareket etmekteyim.
Dikkate alınması gereken temel ilkeler şöyle sıralanabilir:
Bir canı, canlıyı incitmek, bir inancı, düşünce biçimini, etnik kökeni, cinsel tercihi aşağılamak, doğaya saygısızlık, kabalık ve yaralayıcı ifadeler bu platformda yer almayacak.
Her insan bir başkasından farklı düşünmekte, inanmakta ya da inanmamakta özgürdür. Burada amaçlanan, insanların bu yanına karışmak değil, tam tersi olarak her insanı olduğu gibi kabul edip, ondan da başkalarına saygılı davranmasını beklemektir.
Belki de aşıkların birbirleriyle, ilgi duyan başka insanların bu aşıklarla ilişki kurdukları bir platforma dönüşebilecektir burası. Hepsinden önemlisi sonraki kuşaklara aktarılabilecek verileri bir araya toplamak ve onların geleceklerine ışık olabilmek biçiminde özetlenebilir.
Bu siteyi hazırlarken yüzlerce yazılı kitap, dergi ve başka kaynağın yanında doğrudan kişilerden, onların web sitelerinden yararlandım. Göründüğü kadarıyla yararlanmaya da devam edeceğim.
Bu sitede yer alan veriler ticari amaç olmadan ve kaynak gösterilerek kullanılabilir.